Bu fizik ötesi boyut ve uzayların Kur’an’da sözü edilen ahiret âlemleri olabilir mi? Karadeliklerde zamanın durması ya da farklı bir keyfiyete bürünmesi ebediyet kavramını hatıra getirmekte, sonsuz uzayları ya da ahiret ve gayp âlemlerini gündemimize sokmaktadır. Vakıa suresinin 75. ayetinde “yıldızların mevkileri ve yerleri” üzerine yemin edilir. Yıldızın kendisine değil “yıldız yerlerine” vurgu yapılması Karadeliklere işaret olabilir. Nitekim izleyen ayette “bunun ne büyük bir yemin olduğuna” dikkat çekilmesi de Karadeliklerin öteki dünyalara geçit veren “gök kapıları” ile ilgili olmasını hatıra getirmektedir. Karadelikler mukaddes kitaplarda sözü edilen ahiret âlemlerine açılan kapılar olması bir yana, bu keşifler, mevcut fizik yasalarının ördüğü “hapishane” ile sınırlı olmadığımızı ve kainatın sadece maddi dünyalardan ibaret kalmadığını gösteren örnekler olmaktadır.
Sema Kapıları
“O gün semayı, kitap sayfalarını dürer gibi düreriz. Sonra onu, ilk yaratılışa nasıl başladıysak öyle iade ederiz. Bu bizim vaadimizdir; şüphesiz yerine getireceğiz.” (Enbiya, 21/104). Bu ayetten kıyametin kainatı, gökleri de içine alan bir olay olduğunu anlayabiliriz. Kur’an-ı Kerim’de “semanın görünmez kapıları”na dikkatimiz çekilir. Kapılar geçit yerleri olduğuna göre, “sema kapıları” ifadesini; başka uzay-zamana, farklı boyut ve kainatlara geçit noktaları olarak anlamak mümkün müdür? Bir türlü çıkamadığımız kainatın dışına nihayet çıkabilecek bir kapı bulduklarını düşünen astrofizikçilere göre de, Karadelikler bir uzay-zaman kapısıdır. Kur’an’ın rehberliğinde kainattaki sırlara yorum ve açıklama getiren Bediüzzaman’a göre gökteki yıldızların bir kısmı ahiret âlemlerine bakmaktadır.
Uzay Ağı
Uzay gerilmiş bir ağa benzetilebilir. “Çevir de gözünü semaya bak, bir çatlak, kusur görecek misin?” (Mülk, 67/3) âyeti uzay-zaman ağının son derece sağlam örüldüğünün de işareti olsa gerek. Ağ, üzerine konan ağır cisimlerce eğip bükülüyorsa, adına sema dediğimiz uzay-zaman ağı da içine “oturmuş” bulunan büyük kütleli gök cisimlerince öylesine eğilip bükülür. Karadelik sonsuz bir ağırlık anlamına gelmektedir. O bölgede uzay-zaman ağı “eğilip bükülmekle” kalmaz, adeta yırtılıp çatlamakta, daha uygun bir tabirle “delinmektedir”. Delinmenin anlamı fizik kanunlarının geçerliliğinin kaybedilmesi, o yörede fizik ötesi âleme kapı açılmasıdır. Karadeliklerin tesir sahasını bir “huni” şeklinde tasvir edebiliriz. Bu bölgenin en geniş sınırı “olay ufku”dur. Bir de çekim tesirinin olağanüstü arttığı, adeta sonsuz hale geldiği bir bölge vardır ki, burası “huni”nin inceldiği uç kısmı teşkil eder ve “tekillik” (singularite) adını alır. Tekilliğin ötesi farklı kanunların geçerli olduğu bir bölgedir.
Bir kısım bilim adamının kanaatine göre Karadelikler, kendi varlığı ve öz hacmi ile kendi “dışına” taşmakta; “uzay-zamanı” da beraberinde götürerek bizim âlemimize benzemeyen “farklı” bir âleme geçiş kapısı görevi görmektedir. Kozmoloji ile ilgili eserlerinden tanıdığımız ünlü fizikçi Paul Davies bu konuda:
“Uzay, çok
karmaşık bir şekilde ‘zamana’ bağımlıdır. Uzayın ‘gerildiği ve büküldüğü’ gibi,
zaman da gerilir ve bükülür.” demektedir. Zamanın “donarak” ebediyen
durması, Karadeliklerdeki tekilliğin (singularite) en belirgin özelliğidir.
Zamanın durması, zamanın “sabit” kalması; fizik kanunlarının geçerliliğini
kaybederek; uzayın bütün öz ve özelliğini yitirmesi ve yepyeni bir başka
kainat’ın içine girilmesi demektir. “Orası” bizim evrenimize hiç benzemeyecek,
zaman, madde ve boyutlar farklı keyfiyete bürünecektir. Alıştığımız değer
birimlerine sığmayacak özelliklere, fiziğin dar kalıpları ile açıklama getirmek
zor görünüyor.
Gelişen bilim, madde ve uzay konusunda yepyeni kavramlar getirdi. Önceleri maddenin bu kadar kısa ömürlü olacağı kimsenin hatırına gelmemişti. Madde gibi zaman dediğimiz sürecin Karadelik çekimiyle başka bir akışa girmesinin sonsuz ve farklı boyutta dünyaları gündeme getireceği tahmin edilemezdi elbette.. Dokunulmazlığı olan ve âdeta ilahlaştırılan fizikî prensiplerin Karadeliklerde alt üst olacağı tahmin edilemezdi. Bu kainat niçin yaratıldı ve niye yok ediliyor? Beklenen Karadelik kıyametinden sonra yeni bir yaratılış var mı? Bu konular artık astronomi merkezlerinde de yer alan tartışmalar arasında bulunuyor.
Gelişen bilim, madde ve uzay konusunda yepyeni kavramlar getirdi. Önceleri maddenin bu kadar kısa ömürlü olacağı kimsenin hatırına gelmemişti. Madde gibi zaman dediğimiz sürecin Karadelik çekimiyle başka bir akışa girmesinin sonsuz ve farklı boyutta dünyaları gündeme getireceği tahmin edilemezdi elbette.. Dokunulmazlığı olan ve âdeta ilahlaştırılan fizikî prensiplerin Karadeliklerde alt üst olacağı tahmin edilemezdi. Bu kainat niçin yaratıldı ve niye yok ediliyor? Beklenen Karadelik kıyametinden sonra yeni bir yaratılış var mı? Bu konular artık astronomi merkezlerinde de yer alan tartışmalar arasında bulunuyor.