Hz. Ali (r.a) İlmin kapısı şehit edilmeden sadece 2 gün önce oğullarına çok güzel nasihatlerde bulunmuş ve 2 gün sonra da şehadet şerbetini tatmıştır...
Oğullarım!
"Bir kimse , serseri ve ipsiz kişilerle düşüp kalkar ve kötülük yerlerine girip çıkarsa İŞTİRAKİ OLMASA bile itham altına girer!"
Bu nasihat adeta günümüz gençliğine hitap edercesine verilmiş bir öğüt gibi...
Çünkü zaman öyle bir zaman oldu ki her yerde her kapıda kötülükler kol gezer oldu...
Ana babaların gözbebekleri gibi bakıp büyüttükleri o tertemiz yavrular sokaklarda arkadaş ortamlarında internet aleminde kötülüklerin kucağına itilmekte..
Aklı bir karış havada olan gençler cehaletlerinin de verdiği acemilik ile kötü niyetli kişilerin avları olmaktadır...
O yüzden her ana baba evladını korumak istiyorsa o çocuğu daha küçücükken dünyanın kötülüklerine ve zalim insanlarına karşı uyarmalı bilinçli hale getirmelidir...
Çünkü her dakika çocuğunun başında nöbet tutacak halleri yoktur anne babaların...
Ama insanın içinde bulunan vicdan mekanizması her zaman başında nöbetçi olarak bekler.. Ve insanı kötülüklerden kötü işlerden korur...
Genelde aile ortamında eğitilmiş bir çocuğun ilk bozulacağı yer arkadaş ortamıdır...
Ailesi dışında ilk kez başka bireylerle ve farklı kültürel yapıda insanlarla temas etmektedir çocuk...
O yüzden tüm bu farklı kültürel yapıdaki arkadaş ortamı eğer dikkatli seçilmemiş ise çocuğu bir anda gençlikten gelen cahilliğinin de etkisiyle hemen kötülük kuşatacaktır...
Bazı iyi aile çocuğu tabir edilen çocuklar kötülüğe alışmış ve sürekli kötü şeylerle meşgul olan çocukların yanında bulundukları zaman adeta kendilerinde bir eziklik hissederler...
Çünkü bu eziklik durumu diğer kötü arkadaşlarınca onlara hissettirilir..
"ana kuzusu bu" "süt kuzusu" "inek" "korkak" gibi aşağılarca sözler o genci rencide edip harekete geçmesine ve arkadaşları nazarında dikkate alınması için tüm bu sıfatlardan kurtulması gerektiğine karar verir...
Ve işte o anda bozulma başlamış kötülük kapısını aralamış olur...
İşin kötü yanı bu tip bozulmalar genelde evlerden gizlenir.. Yani çocuk eve geldiğinde arkadaş ortamındaki kötü hareketlerini gizler ailesine karşı çok açık ve net şekilde göstermez...
Evladı ile yakından ilgilenen ve takip eden bir aile modeli yoksa karşısında zaten çocuğun ahlaki değişimi ve kişilik kaybı uzun süre fark edilemez...
Hele ki günümüzün internet ortamı sokaktaki 3-5 kötü arkadaş ortamından milyonlarca kez tehlikeli bir ortamdır...
Çünkü çocuğunuz bir anda milyonlarca değişik insan ve kötü niyetli kişi ile muhatap olma durumunda kalabilmektedir...
Kendini bilen kendinden emin bir yetişkinin bile kendini kaybettiği bir ortamda tüm kabiliyetleri ve tecrübeleri gelişmemiş olan bir çocuğun dayanma oranı yüzde kaç olur onu da siz hesaplayın artık!
"Ulan Youtube sen ne biçim bir şeysin? Ben sadece otomobil parçaları bakmaya girmiştim şimdi Müslüm Gürses'in videosu altında ne arıyorum ?"
diye soran yorumlar az değildir...
Evet internet öyle hızlı ve akıcı bir yayın organı ki; insan sadece bir şeye bakayım diyerek girdiği bir videodan farkında olmadan 5 saat sonrasında nerelere geldiğini bile unutmaktadır...
Kaldı ki; bunun cinsel objelerden tutunda adult yayınlarına kadar bir sürü zararlı unsurlarını saymaya gerek bile yoktur sanırım...
İçki, fuhuş, uyuşturucu gibi kötülüklerin kol gezdiği ortamlarda bulunan gençler isterlerse o kötülüklerin hiç birini yapmasınlar yine de gören gözler tarafından zan altında tutulurlar..
Hz. Ali'nin (r.a) dediği gibi "itham altına girerler"
Rabbim evlatlarımızı ve bizleri kötü insanlardan kötü işlerden kötülüklerde uzak eylesin ve bizleri hayırlı kişilerle beraber eylesin..
Selametle
YARE ARZUHAL
21 Nisan 2013 Pazar
2 Nisan 2013 Salı
Tesbih Kültürü!
Evet evet ülkemizde tesbih kültürü denilen bir kültür var...
Nasıl mı? Aynen şöyle; Tesbih ne için icat edilmiştir diye sorulsa sanırım çoğu kişinin cevabı aşağı yukarı aynıdır..."Namazlardan sonra çekilen zikirlerin sayısını insanlar şaşırmasın diye"
Evet normalde de akıllara gelen aynen bu şekilde olabilir ,ama bizde bu olay böyle değil...
Şimdi durduk yere tesbih kültürü mevzusunu dile getirmek nerden aklına geldi diye soranlar olabilir..Fazla merakta bırakmadan hemen söyleyeyim: Bugün sabah mahalle aralarında yürürken park etmiş arabalar gözüme çarptı ve bir çok arabanın ya silecek kolunda ya sinyal kolunda ya da vites kolunda renk renk tesbihler gördüm...
İşte o an beynimde ışık çaktı :) ülkemize ait bir "tesbih kültürü" var diye....
Malum yıllardır biliriz Minübüs şoförleri açarlar arabesk parçayı sonra indirirler camı dirseklerini cama dayar ellerindeki tesbihleri sallar dururlar :)
Çiçek abbas filminde bu figürler çok güzel ekrana getirilmişti "tesbih kültürü"ne dair ..
Peki tesbih sayıları takip etme kolaylığı için icat olmamış mıydı?? Evet öyleydi..
Eee o zaman neden sayı takip etmek yerine ellerde kıvrak kıvrak sallanır oldu?
Bu sorunun ilmi ve bilmi bir cevabını bilmiyorum araştırmadım da...Ama gerçekten çok ilginç bir milletiz vesselam...
Hangi zeka ürünü alır böyle bir aleti elde sallanan ve hatta kabadayılık meselelerinde bile kullanılan bir alet haline getirir onu anlamak güç...
Ceketi omzuna atan kabadayı tipleri vardı ve halen de vardır...elde tesbih olmazsa sanki kabadayılık yarım kalacakmış gibi bir düşünce peydah olmuş olsa gerek :)
Heaaayyyttt var mı bana yan bakan??!! naraları atan külhanbeyi karakterlerinin elinde tesbih olmazsa resim yarım kalmış olur...
Acaba diyorum tesbih önceden beri bu şekilde sallanan bir aletti de ...Sonradan mı namaz sonrası kullanılır oldu diye düşünmüyor da değilim :))
Hani milletimizde kutsal değerlere aşırı saygı vardır hürmet vardır ya o yüzden camide kullanılan namaz sonrası kullanılan zikire yardımcı olan bir alet nasıl olurda külhanbeylerinin elinde sallanan bir güç sembolü haline gelir? Değil mi?
Nerden gördüm o araçları ve nerden gözüme takıldı o tesbihler bilmem ki? :)))
Bak akşam akşam sizinde kafanızı karıştırdım değil mi olsun arada bir olaylara farklı bakmak güzeldir yeni bir pencere yeni bir bakış açısı getiriyor önümüze...
Selametle..........
Nasıl mı? Aynen şöyle; Tesbih ne için icat edilmiştir diye sorulsa sanırım çoğu kişinin cevabı aşağı yukarı aynıdır..."Namazlardan sonra çekilen zikirlerin sayısını insanlar şaşırmasın diye"
Evet normalde de akıllara gelen aynen bu şekilde olabilir ,ama bizde bu olay böyle değil...
Şimdi durduk yere tesbih kültürü mevzusunu dile getirmek nerden aklına geldi diye soranlar olabilir..Fazla merakta bırakmadan hemen söyleyeyim: Bugün sabah mahalle aralarında yürürken park etmiş arabalar gözüme çarptı ve bir çok arabanın ya silecek kolunda ya sinyal kolunda ya da vites kolunda renk renk tesbihler gördüm...
İşte o an beynimde ışık çaktı :) ülkemize ait bir "tesbih kültürü" var diye....
Malum yıllardır biliriz Minübüs şoförleri açarlar arabesk parçayı sonra indirirler camı dirseklerini cama dayar ellerindeki tesbihleri sallar dururlar :)
Çiçek abbas filminde bu figürler çok güzel ekrana getirilmişti "tesbih kültürü"ne dair ..
Peki tesbih sayıları takip etme kolaylığı için icat olmamış mıydı?? Evet öyleydi..
Eee o zaman neden sayı takip etmek yerine ellerde kıvrak kıvrak sallanır oldu?
Bu sorunun ilmi ve bilmi bir cevabını bilmiyorum araştırmadım da...Ama gerçekten çok ilginç bir milletiz vesselam...
Hangi zeka ürünü alır böyle bir aleti elde sallanan ve hatta kabadayılık meselelerinde bile kullanılan bir alet haline getirir onu anlamak güç...
Ceketi omzuna atan kabadayı tipleri vardı ve halen de vardır...elde tesbih olmazsa sanki kabadayılık yarım kalacakmış gibi bir düşünce peydah olmuş olsa gerek :)
Heaaayyyttt var mı bana yan bakan??!! naraları atan külhanbeyi karakterlerinin elinde tesbih olmazsa resim yarım kalmış olur...
Acaba diyorum tesbih önceden beri bu şekilde sallanan bir aletti de ...Sonradan mı namaz sonrası kullanılır oldu diye düşünmüyor da değilim :))
Hani milletimizde kutsal değerlere aşırı saygı vardır hürmet vardır ya o yüzden camide kullanılan namaz sonrası kullanılan zikire yardımcı olan bir alet nasıl olurda külhanbeylerinin elinde sallanan bir güç sembolü haline gelir? Değil mi?
Nerden gördüm o araçları ve nerden gözüme takıldı o tesbihler bilmem ki? :)))
Bak akşam akşam sizinde kafanızı karıştırdım değil mi olsun arada bir olaylara farklı bakmak güzeldir yeni bir pencere yeni bir bakış açısı getiriyor önümüze...
Selametle..........
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)